18 Temmuz 2007 Çarşamba

Okuma Ve Yazma

Ali Topu Tutamadı

İlköğretimde yeni sisteme göre öğrenciler artık okumayı cümlelerden değil harflerden başlayarak öğrenecek. Sistem öğretmenlerin kafasını karıştırdı.
İlköğretimde yeni sisteme göre öğrenciler artık okumayı cümlelerden. değil harflerden başlayarak öğrenecek. Sistem öğretmenlerin kafasını karıştırdı.

Ali'nin okuma fişleri rafa kalktı

Öğrenciler artık okumayı cümleden değil harflerden başlayarak öğrenecek. Öğretmenler yeni sistemi eleştirdi.

Ülke çapında tüm öğrenciler bu yıl okuma ve yazmayı farklı bir yöntemle öğrenecek. Değişikliklere alışkın eğitim sistemimizde, bu kez 1968'den beri kullanılan "tümdengelim" yöntemi tarihe karıştı. Yani öğrenciler artık üzerinde "Ali topu at" yazan fişleri tanımayacak. Çünkü eskiden olduğu gibi öğretmenler okumayı, cümleleri sırasıyla kelimelere, hecelere ve harflere bölerek öğreten sistemi kullanmayacaklar. Bunun yerine ilk başta harflerle tanışılacak. Geçtiğimiz haftalarda bu yeni sistemi öğretmenlere öğretmek amacıyla bir dizi eğitim düzenlendi. Pek çok öğretmenin bu konuda kafası karışmış durumda. Hemen hepsi "Deneyip göreceğiz!" diyor. Uzmanlar da hangi sistemin daha faydalı olduğu konusunda ikiye bölündü. Bu yıl başlayacak yeni müfredatta öğrenciler okumayı ve yazmayı eşzamanlı öğrenecekler. Harflerden önce çocuklara okuma ve yazmaya hazırlık için bazı alıştırmalar yapılacak. Örneğin parmaklarını nasıl kullanmaları gerektiği, nasıl kalem tutulacağı, serbest ve düzenli resim çalışmaları gibi. Bu aşamadan sonra öğrencilere sesi tanıtma ve hissettirme çalışmaları yapılacak. Örneğin tanıtılan sesin hangi öğrencilerin adında bulunduğu, hangi bitki, hayvan veya eşya adında olduğu sorulacak. Daha sonra öğretmen tahtada bu sese karşılık gelen harfin nasıl yazıldığını gösterecek ve öğrencilerle birlikte okuyacak.

ÖNCE 'E' HARFİ
Harflerin öğretilme sırası ise alfabetik olarak değil, kullanım sıklığı sırasına göre yapılıyor. Örneğin ilk olarak "a" harfinin yerine "e" öğretilecek. En son öğretilecek harf ise "j". Harfler dört grupta ele alınıyor. Birinci grup e, l, a, t; ikinci grup i, n, o, r, m; üçüncü grup u, k, l, y, s, d ve dördüncü grup g, c, p, h. Harflerden sonra hecelere, sözcüklere ve cümlelere geçilecek. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre bu yöntem öğrencilerin duyduğu ve çıkardığı seslerin bilincine varmasını sağlıyor. Böylece öğrencilerin kelimeleri doğru telaffuz etmesine, akıcı konuşmasına katkıda bulunulacak. Ayrıca öğrenci yazı ile konuşma arasındaki benzerlikleri görüp yazının harflerin birleştirilmesiyle; konuşmanın ise seslerin birleştirilmesiyle yapıldığını anlayabilecek. Yeni müfredatın bir diğer farklılığı da yazı yazma stili hakkında. Öğrenciler ilk okumayazma öğretimine bitişik eğik yazıyla yani el yazısıyla başlayacaklar. Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Bilimleri Eğitim Yönetimi Denetimi alanında çalışan Doç. Dr. Muharrem Köklü, cümleden başlayarak okuma-yazma öğrenmenin Türk dil yapısına daha uygun olduğu düşüncesinde. Psikoterapist Emre Kapkın ise yeni müfredattaki okuma-yazma yönteminin, Türkçe için en doğrusu olduğunu belirtiyor. Bunun sebebi ise Türkçe'nin yazıldığı gibi okunan bir dil olması.

Ece Koçal

A. K. (45 yaşında, ilkokul öğretmeni)

OKUMA-yazmada, göz-ses uzaklığı vardır. Göz satır üzerinde sıçrayarak ilerler. Gözün bir satır üzerindeki sıçrama payı ne kadar yüksekse, seslendirme ona uygundur. Yeni sistem okuma hızını yavaşlatır. Mantıklı değil. Tümdengelimde öğrenciler geç okuma ve yazma öğreniyordu, ama bu öğretmen yetersizliğindendi.

M. Ç. (48 yaşında, ilkokul öğretmeni)

ÖĞRETMENLERE verilen seminerler çok azdı. Biz sadece dört gün gittik. Hepimizin kafası karışık. 30 yıllık bir öğretmen olarak benimseyemedim. Çünkü yeni yöntem çocukların işlek okumasını engeller. Çocukların cümleleri tümden kavramaları gerekir. Yeni yöntem çocukların duraksayarak okumalarına sebep olur.(sabah Haber)

(Mustafa35)Değerli Meslektaşlarım
Ben de 18 yıldır sınıf öğretmeni olarak ara vermeden çalıştım ve halen çalışmaktayım bu yıl da gönüllü olarak birinci sınıfları aldım. Yeni bir müfredata yeni bir sınıfla başlamak en iyisi.Birinci sınıf okutmuş olan meslektaşlarım bilirler sene sonuna bir iki ay kala okumaya gecememiş öğrencilere ses temelli okuma yazma çalışması yapıp da okuma yazmaya geçiriyoruz ve bunu hemen hemen tüm meslektaşlarım uyguluyor,erken konuşmak istemiyorum ama ben bu yeniliğin kesinlikle eskisinden daha olumlu ve güzel olacağını hissediyorum.Saygılarımla

MAĞDURİYET BÖLGELERİNDEKİLERİ HİÇ DÜŞÜNMEDİNİZ Mİ?

Erzurum'un bir ilçesinin 1,5 saat uzaklığındaki bir köy....Haftada bir arabası var.O da salı günleri...Yeni bir müfredat getiriyorsunuz.Çok güzel.Çağdaş bir eğitim anlayışı...O da harika.(Kaldı ki bana göre müfredattan ziyade yöntemler ders işleniş şekilleri değiştirilmiş.E zaten bizlerde yani mesleğine saygı ve sevgi duyanlar da derslerimizi bu biçimde işliyorduk.Değişen ne yapmayanları da ayırtedebilmek.Ve bunu belgelerle ispatlamak.Neyse...)Bakın bu gibi yerlerde veli desteği sıfır.Öyle değilmi ki eğitim ve öğretim 3 ayaktır.(okul,öğretmen,veli)Hadi okulu kendi çabalarımızla bir şekle şemale soktuk.Kendimizi de naptık ne ettik geliştirdik.Tüm çabamızla yüklendik.Ama veli zihniyeti ve katılımı inanın ki hiiiiç kolay değil...Yeni müfredata göre çok fazla materyalle çalışma yapraklarıyla deney malzemeleriyle çalışmalar yapmamız gerekiyor.pEKİ SÖYLERMİSİNİZ BU KÖYDE GÖREV YAPAN BİRİ NE ZAMAN,NASIL,NERDE BÜTÜN BUNLARI KARŞILAYABİLECEK...???
Veli bir kurşun kalem dahi almazken size fotokopi kağıt parası mı vercek?Hadi vermedi biz cebimizden ödedik herzamanki gibi...defterlerini de biz aldık ...benim ikinci defterlerini almaya gücüm yetecek mi 30 öğrencinin..Bırakın bunları...bana fotokopi makinesi yollayın,bana defter kalem yollayın,bana kitap yollayın,bana o eğik el yazısına geçmeden önce boyama yapmaları için boyalar yollayın...Bana 7 yaşına bastığı halde sadece patatesle ve peynirle büyüdüğü için minicik elleri minicik kolları olan ve kalemi tutamayan çocuklarımı büyütecek sihirli güçler verin verin ki ben de küçük el kaslarını bir saniyede geliştirebileyim...4.haftaya giriyoruz ve ben hala çizgi çalışması yapıyorum.Sizin o kitaplarda verdiğiniz 2 sayfalık çalışmalar benim öğrencilerimi el yazısına hazırlamaya YETMİYOR...Bunu sağlayabilmek için ek olarak hazırlamam gereken çalışma yapraklarıyla uğraşmam için bana uykusuzluğuma iyi gelecek güçler verin...Bunu yapabilmem için mum ışığında yorulan gözlerime bir müjde verin...Hazırladığım çalışma yapraklarını evlerine ödev diye gönderdiğimde bunu sobayı tutuşturmak için kullanan velilerime akıl,buna katlanabilmek için bana sabır...Bütün bunlara rağmen öğretmenliğe duyduğum bütün aşkımı , idealistliğimi kaybetmemem için de Saygıdeğer Mİlli eğitim bakanımız Hüseyin Çelik'in ''öğretmenler tenefüsleri çıkarınca günde sadece 2,5 saat çalışıyorlar.Aldıkları parayı haketmiyorlar'' şeklinde yaptığı talihsiz açıklamaya katlanmam için bana yine sabır kendisine de acıma duygusu verin...Nolur...Bana müfredattan bahsetmeyin...Cinlerim diyorum ...Tepeme çıkıyor (Eda Deniz TTBK Öğretmenler Portalından alıntı)

Hiç yorum yok: